1 Mayıs 2011 Pazar

ARI KOVANIN ÇOMAK SOKAN KIZ

Selamlar sevgili arkidişlerim başlıktanda anlayacağınız üzere konumuz LISBETH SALANDER yani başımızın taci gönlümüzün hackeri canımız kanımız:)) vallahi ne yaşan söyleyeyim daja öncede bir çok karaktere böyle sevgi ile bağlandığım olmuştu ama Lısbeth hepsinden baskın çıktı benim için eğer hala aranızda bir  yerlerde MILLENIUM serisini okumayan filmlerini izlemeyen varsa burda onlara seslenmek istiyorum'KALKIN VE HEMEN OKUYUN AYRICA İZLEYİN' :) Neyse çenem düştü yine :) dün sevgili abiciğimle evde yanlızdık kalktık gittik film aldık ve ben serinin son filmini izleyememiş idim cd sını de görunce kaçırmadım aldım hemencecik.Filme geçeyim isterseniz sevgili arkidişlerim..

Film hakkında şunu söyleyebilirim ki EKSİK!EKSİK ÇOK EKSİK ! Bu açıdan kesinlikle çok üzgün ve de kızgınım açıkcası arkidişler tamam tahmin ediyordum ATEŞLE OYNAYAN KIZ DA eksikti yönetmen değişikliği sebebiyle ve üçüncü filmide aynı yönetmen çekeceği için böyle bir şey bekliyordum ama gerçekten kitaba yazık olmuş.Tamam ben demiyorum ki bütün ayrıntıları detayları versin sevgili yönetmenimiz ama kitapta olan vurgulayıcı noktaları atlanmaması gerek yerlerı de kesınlıkle film de göstermesi gerekli idi.O yüzden ben kitapta ki emeği film de kesinlikle göremedim görmeyi de beklemiyordum zaten ama yine de insan sinirleniyor işte..

İzlememiş olanlar için şöyle yüzeysel deolsa benim gördüğüm eksiklikleri belirtmek istiyorum ki sizler de dikkat edin diye.Örneğin Lısbeth hastaneye geldiğinde yaşananlar hiç anlatılmamış babası pislik Zalachenko'nun kızını öldürmeye çalışması Lısbeth'ın kendısını korumaya çalışması,sonra SAPO üyeleri tarafından Zalachenko'nun öldürme kararının verilmesi ve onun uygulanıs şekli, efenime söyliyim kaldı ki benim için kitapta en iyi kurgulanmış yerlerden biriydi benim için Mıkeal'in Lısbeth'e el bilgisayarını ulaştırdıkran sonra  internet bağlantısı sağlaması için odasnın havalandırma penceresine koydugu telefonu nasıl kouyduğu belirtilmemiş ve aksine filmde Lısbeth'e ulaştırılan küçük el bilgisayarı değil internet bağlantılı cep telefonu idi burda da kolaya kaçılmış (burda anlatmak istediğim filmde ne kadar herşeyin kolaya kaçıldıgıdır! )sonra kaldı ki yine kitabın en can alıcı yeri olan Erika'nın Mılennıum'u bırakıp teklif aldığı dergiye geçişi ve orda yaşadığı tehditler Erika'nın bu tehditleri film de  Mıllenıum dergisin de almaya başladığını göstermişler (ben mi yanlış hatırlıyorum sevgili arkadaşlar Erika bu son kitapta dergiden ayrılmıyor muydu yanlışsam beni düzelttin lütfen) sonra bu tehditleri bulmasına yardım eden kişinin Lısbeth değil de başka bir hacker arkadaşının olduğu gösterilmiş..Bunun gibi bir çok daha bir sürü eksik var filmde hepsinden bahsetmek istemiyorum izlememiş olan arkadaşlarım için ama izleyin ve bence kitapta ki emeğin ne kadar boşta kalındığını ve hafife alındığını görün derim ben... Herşeye rağmen film de Lısbeth'ımızın (NOOMI RAPACE) mahkemeye çıkarken ki hali tavırları şüphesiz ki benim için filmin en güzel sahneleri idi..

Kitaplardan uyarlanan filmlerde okuyucunun aklında hep şöylebir soru olur ''acaba aslına sadık kalabileceklermi?'ne yalan söyleyeyim benimde aklımda bu sorular vardı ama Ejderha Dövmeli Kız'ı izledikten sonra kalmadı çünkü kitaptaki vurucu detaylar filmde de atlanmadan izleyiciye sunulmuştu yani kitabı okumayan biri olarak gitseydinz bu filme ne yin ne olduğunu anlayabilirdiniz ama serinin geri kalan iki filmde bunlar malesef yoktu ben isterdim ki atlanmasın vurgulansın en azından kitaba verilen emeğe karşılık.Ben film de hiç emek yok demiyorum sakın yanlış anlaşılmasın sözlerim ama madem bir kitaptan uyarlanan film çekiliyor hakkını vermek gerekli diye düşünüyorum sadece bilmem yanlış mıyım?
Anlıyacağınız üzere çok sinirlendim ama ne yapıyım kendime hakim olamadım sevgili arkidişlerim nediyim ki sizde izleyin,gözlemleyin ve arad ki farkı benim gibi kıyasların derim sadece..