31 Temmuz 2012 Salı

ASLA ARKANA BAKMA-TESS GERRITSEN

KİTABIN ADI:ASLA ARKANA BAKMA
ORJİNAL ADI: NEVER SAY DIE
ÇEVİREN: ÖZLEM GÜLTEKİN
BASIM: 1.BASIM NİSAN 2012
YAYIN EVİ:MARTI YAYINCILIK

Selam canlarımm bu sefer arayı uzun tutmadım dün gece başladığımı dün gece bitirdim özlemişim bu duyguyu:) Eee tabii Tess ablamızın bunda payı epey büyük doğrusu yine yapmış bence yapacağını valla bravo:)

Kitabımızın konusu efsanevi bir pilot olan Vahşi Bill Maitland'ın bir kaza sonucu uçaklarının içinde ki üç kişi ve taşıdıkları yük ile düşmesi ile başlıyor.Tabii gerçekler acaba bu şekilde mi? Yani o uçak acaba gerçekten doğla nedenlerden ötürü mü düştü yoksa düşürüldü mü? Uçağın içinde boynunda ki o tuhaf madalyon ile bulunan esrarengiz yolcu kimdi? Acaba Bill bir vatan haini miydi?Herşeyden önemlisi acaba efsanevi pilot Vahşi Bill aradan yirmi yıl geçmesine rağmen hala yaşıyor muydu??

İşte Willy Maitland'ı da Amerika'dan taaa Bangkong'a Vietnama'a kadar götüren sorular bunlardı.General Kistner'ın evinde yaptığı görüşmeden çıkıp kaldığı otele doğru gitmek üzere aracını arayan fakat şöförünün kendisini bırakıp gittiğini öğrenen bu sırada tamamen(!) tesadüf eseri General Kistner ile görüşmeye çağırılan Guy Barnard ile karşılaşır ve Guy Willy'i kaldığı otele bırakmak ister ilk başta karşı çıkan Willy daha sonradan mecbur ikna olur ve arabaya bindikleri anda artık ikisi de birbirlerinden ayrılamayacaklarını anlarlar.

Bence size bu kadar açıklama yeter canlarım acaba Guy ile Willy arasında ki ortak nokta ne?Willy babasını bulabilecek mi? Uçağın düşmesine ya da düşürülmesine sebep olan esrarengiz sır ne?Uçağın içinde ki esrarengiz yolcu kim? Bu ve buna benzer daha bir çok sorunun yanıtı ASLA ARKANA BAKMA'da okumadıysanız bence okumalısınız...

Yeni maceralarda görüşmek üzeree:)))

30 Temmuz 2012 Pazartesi

ZEMBEREKKUŞU'NUN GÜNCESİ-HARUKİ MURAKAMİ

ORJİNAL ADI: NECİMAKİ-DORİ KURONİKURU 
YAZARI: HARUKİ MURAKAMİ
FRANSIZCADAN ÇEVİREN:NİHAL ÖNOL
3.BASKI:KASIM 2010
YAYINEVİ:DOĞAN KİTAP



Merhabalar canlarım yeni bir kitap ile karşınızdayım farkındayım buda uzun sürdü ama bahaneye gerek yok ben herşeyin farkındayım yaz gelince sıcaklardan mıdır nedir benim kitap okuma hızımda bir düşüş baş gösteriyor kışın okuduğum kadar hızlı okuyamıyorum bunu anladım bu sene ve bu yüzden gerçekten .ok canım sıkılıyor kitaplığım hiç büyümüyormuş hep yerinde sayıyormuş gibi geliyor üzülüyorum:(( Kış gelsin de bu gidişe bir dur d,iyeyim artık değil mi?? Neyse kitabımıza geçmeden önce Murakami'nin okumadığım sadece 1Q84 kitabının kaldığını onu da en kısa zamanda okuyacağımı belirtmekten ayrı bir zevk duyduğumu da belirtmeden geçemiyiciğim:)

TORU OKADA: Başkahraman.İşsiz;günlerini ev işleri yaparak geçiriyor.Sussuz bir kuyunun dibine indiği gün hayatı değişiyor...
KUMİKO OKADA: Toru Okada'nın karısı,gazeteci.Ortadan kayboluyor.
MAY KASAHARA:Toru Okada'ya arkadaşlık eden yeniyetme kız.
MALTO KANO: Bedensel zerrecikler takıntısı olan kırmızı şapkalı medyum.
GİRİT KANO: Malto Kano'nun kız kardeşi ve yardımcısı.Geçmişi fiziksel acılar ve intihar girişimleri ile dolu.
NOBORU VATAYA: Kumiko'nın ağabeyi.Toru Okada'nın düşmanı.Kötü politakacı.
TEĞMEN MAMİYA:İkinci Dünya Savaşı'nda sayısız acılar yaşamış,toplama kampalrında kalmış ama bir türlü ölmemiş,yaşamaya mahkum yaşlı adam.
MUSKAT AKASAKA:Toru Okada'yı himaye eden gizemli kadın.
TARÇIN AKASAKA:Muskat Akasaka'nın mükemmel fakat hiç konuşmayan oğlu.
ZEMBEREKKUŞU: Her gün ötüşüyle dünyanın zembereğini kuruyor,ancak görevini bir gün ihmal edince işler karışıyor.
NOBORU VATAYA:Kaybolmasıyla Okada ailesinin hayatının değişmesine neden olan kedi.Namı diğer Uskumru.

Kitabın arka kapağında kahramanlarımızı tanıtmışlar ve benim de çok hoşuma gittiği için sizinle bunu paylaşmak istedim.Zaten kişilerin karşısında da kim oldukları ve nelere sebebiyet verdikleri belirtildiği için çok fazla bir açıklama da bulunmayacağım sizlere sadece şunu söyleyeceğim evet bir zemberekkuşu var ve birgün ötmüyor dünyanın zembereğini kurmuyor ve olanlar işte ozaman başlıyor.Toru Okada'nın o kuyunun dibine inip hayatının değişmesi de bununla bağlantılı zaten.Kurulu düzende dönen çarklardan bir tanesi yerinden oynadı mı diğer çarklarda hemen onun peşinden gidiveriyor işte Toru Okada'nın başına gelenler bu yönde.

Dediğim gibi Zemberekkuşu'nun güncesi ile birlikte Murakami'nin geriye sadece 1Q84 kitabı kaldı ve onu da çok merak etmekteyim anlayacağınız üzere ben tam bir Muarakami bağımlısıyım canım bazen bir kitap okurkan Murakami'yi okumayı istiyor ve hemen elimdekini bırakıp daha öncekilerden bir tanesi alıyorum altı çizili olan yerleri okuyorum krizimi geçiyorum:)) Biliyorum aranızda hala Murakami okumayan var erteleyenler var hiç saklanmayın sizleri buradan görebiliyorum:) onun için daha fazla ertelemeyin diyorum ve altı çizili cümlelere geçiyorum sizleri de seviyorum:))

ALTI ÇİZİLENLER:

''Bir insan için bir başka insanı derinliğine tanımak olası mıdır?Birini gerçekten tanımak,hem zaman hem de içtenlikle harcanacak çaba ister,ama gene de özüne ne derece yaklaşılabilir ki?'' (SAYFA:36)

''İnsan,başkalarını aldatmadan önce kendini aldatmayı bilmeli.Söylesene Zemberekkuşu.cesur olanlardan mısın sen?''(SAYFA:79)

''Acı çekmek,hayattaki en büyük haksızlıktır.''(SAYFA:112)

''Anladığım tek bir şey vardu:insan büyüdükçe acılar da artıyordu.''(SAYFA:113)

''Ağlamak ya da yakınmak,acıyı hiçbir zaman hafifletmez,tam tersine büsbütün acınacak bir durum yaratır.''(SAYFA:113)



19 Temmuz 2012 Perşembe

KRALLARIN ÇARPIŞMASI KISIM1 VE KISIM 2-GEORGE R.R. MARTIN

Biliyorum haddinden fazla uzun sürdü bu sefer kitaplarımı bitirmem ama inanın aksilikler,olumsuzluklar bir türlü bu ara peşimi bırakmadı resmen ve dolası ile bende verimli bir şekilde okuyamadım kitaplarımı bu gecikme için hepinizden özür dilerim canlarım söz bir daha olmaz:)

Şimdi gelelim kitabımıza aslında ben ilk önce kitabı okur dizisi yada filmibi o şekilde izlerdim ama sevgili ağabeyim bu sefer tam tersini yapmamı önerdi bende dinledim şikayetçi miyim bundan? Hayır değilim.Çünkü ilk kitapta diziyi izledikten sonra kitabı okuduğum için karakterlerin hepsi ile bütünleşmiş oldum ve bölüm bölüm giden kitapta hangi karakteri anlatıyorsa şıp diye o karakteri oyanayan arkadaşımız gözümün önüne geldi hareketleri,mimikleri ile dolası ile memnunum bu yöntemden de ama şimdi üçüncü sezonun kitaplarına yani KILIÇLARIN FIRTINASINA diziden önce başlayacağım bu seferde bu şekilde deneyeceğim yani eski usül:) nasılsa diziye daha bir sene var o zamana kadar  okurum:) Bir sene mi off :((

İlk kitabı okuduktan sonra nasıl bu kadar kitaba bağlı kalmışlar diye şaşırıp kalmış ve çok takdir etmiştim gerçekten bu seferde aynı şekilde zaten aksini beklemek olmazdı ikside orantılı gitmiş diziyi izleyenler yada kitabı okuyanlar nereden başladığını,nerede kaldığını bilirler zaten okumayanımız kalmadı artık Taht Oyunlarını hepimiz çok sevdik o yüzden kitap şöyle böyle demeyeceğim nasılsa biliyorsunuz canlarım:))

Yani anladığınız üzere kitap benim için dizi bittikten sonra bir nevi ikinci tekrar gibi oldu iyi oldu :))

12 Temmuz 2012 Perşembe

HİÇ KEYFİM YOK

Eskilerden çok sevdiğim bir şarkı ile aranızdayım canlarım:

Hiç keyfim yok uzun zamandır,
İyiyim dersem anla yalandır,
Gülümseyişim zorlamamdır...

5 Temmuz 2012 Perşembe

BENİ UNUTMA..

Beni Unutma..Demek ne işinize yarar ki? Ne gidene yarar ne de kalana ''Beni Unutma'' demek..Giden elbette ki unutacaktır kaldı ki giden  zaten unutmak için gitmemiş midir?? Onun için anlamsızdır ''Beni Unutma'' demek.Ama insanız işte alıkoyamayığız kendimizi ''Beni Unutma'' demekten..Bir temennidir aslında unutulmamak,bir beklentidir,belki de son isteğidir kalanın gidenden unutulmamak..Tıpkı idam sehpasında ki mahkum gibi kalan da unutlmamayı diler son çare olarak ama ne fayda elbette ki unutulacaktır..İnsan zihninin son çıkışıdır unutmak..

Geride kalan ise yükünü alıp giden hayat karşısında bakıp kalmıştır korkuyordur çünkü yeni bir hayata başlamaya etrafında bunca yaşanmışlık varken başka bir dünyanın olduğunu kabullenemez ve geride kalanların anıları,nefesleri,onların bağları ile kalakalmıştır..Tek duası vardır artık kalanın Unutulmamak ama olacak iş değildir çokdan unutulmuştur artık geride kalan bitmiştir herşey,söylenecek söz kalmamıştır..Artık hiçbirinin gökyüzünde adı yazılı olmayacak,hiçbirinin toprağında yeri kalmamıştır kalanın.Oysa ki giden de suç yok mudur?Hep kalan mıdır şuclu? Hayır değildir!Her iki taraf suçludur ama giden gitmiş kalan kalmıştır artık kimin haklı kimin haksız olduğu farketmez..

Ne yapılır peki artık bu saatten sonra kalan için?Herşeye yeni anlamlar yüklenir.Sonra ''bütün suç bendeydi''demeler başlar.Ardından ''hayır ben herşeyi yaptım kendisi kaybetti''demeler başlar.Hemen peşinden ise yeni doğan sabahlara yeni umutlar bağlanır belki arar,belki haber gelir,belki döner diye.Umutsuz yaşayamaz ya insan işte kalan da ne yapsın artık umutlarından başka sarılacağı birşeyi kalmamıştır.Ama zaman geçtikçe onuda kaybedecek anlayacaktır umut etmeden de nasıl yaşanacağını...

İsteyipde söyleyemediği,dillendiremediği o kadar çok şeyi vardır ki aslında anlaşılmayı bekler ama boşuna kimse söyleyemediklerini anlayacak kadar yakın değildir artık kalana.Avaz avaz söylemek istedikleri şeyler artık içinde sessiz çığlıklara dönüşecektir hiç yolu yok içinde kalacaktır söylemek istedikleri.Şüphesiz söylemek istediklerini dillendirip anlaşılmayı beklemektense,konuşmayıp kelimelerinin sessiz çığlıklara dönüşmesi onun için daha iyidir...

Kalanın gidenden unutulmamayı dilemesi gereksiz olabilir ama ya peki kalan gideni unutsa nasıl olur?Nasılsa giden kalanı unutmayacak mı?? Gideni unutsun hayatına yeniden sıfırdan başlasın değil mi?Yanmasın içi daha önce hiç yanmadığı gibi!Unutsun o son söylediklerini!Unutsun yaşananları!Nasılsa kötü anlar iyi anları silip atmaz mı?Üç kötü anı bir iyi anıyı götürmez mi? Götürür elbet hem de öylebir götürür ki esamasi bile kalmaz!..Ama heyhat zordur işte kalanın unutulmamayı beklemesi ne kadar zorsa unutması da bir  o kadar zordur...


''Beni Unutma'' demek hem anlamlı,hem anlamsızdır işin özü ama gidene göre değişir işte ''Beni Unutma''demek herşeyde olduğu gibi anlayana denir,denmelidir ''Beni Unutma'' diye bir çok kelime gibi boşa harcanmamalıdır anlamayanlara söyleyerek...


Şimdi sana ''Beni Unutma'' desem bir şeye yarar mı? Herşeyi hatırlatır mı? Seni bana geri kazandırır mı? Bilmem ama ne olur ''BENİ UNUTMA...''