29 Mart 2012 Perşembe

JAPON YAPMIŞ-ONUR ATAOĞLU

İlk önce okumayı çok istediğim JAPON YAPMIŞ ve JAPON NE YAPMIŞ adlı kitaplarını çok sevdiğim Kitapkurdu olan canım Canan ablacımın blogunda yaptığı çekilişten kazandığımı ve benim ilk kez bir çekilişden de kitap kazandığımı belirtmek isterim.Canan ablacığıma tekrar tekrar çok teşekkür ederim :)

Bir halk,bütün özellikleri ile ancak ve ancak bu kadar eğlenceli,bu kadar güzel,bu kadar rahat anlatılabilirdi sanırım.Okurken kesinlikle sevgili Onur Bey'in dediği kesinlikle herhangi bir sıkılma emaresi belirmiyor içinizde gayet rahat kolay okuyabiliyorsunuz okurkende yüzünüzden gülümseme eksik olmuyor tabii benim sadece bir gülümseme ile kalmadı ya neyse:))

Benim Uzakdoğu'ya karşı bir ekstra bir  ilgim olduğu için kitabı daha bir zevkle okudum ve okudukça da yapmak istediğim ve kesinlikle YAPACAĞIM Uzakdoğu seyehatimi hızlandırma kararı aldım çünkü okudukça oraları gidip görme isteği daha çok arttı bende ve hatta bugün bir ara tatil sitelerinde ki turlara bakıp araştırmalarıma kaldığım yerden devam ettim neyse lafı çok uzatmıyım canlarım sizde benim gibi meraklısı iseniz bu kültürün alın,okuyun derim unutmayın okurkende eğlenmenizde cabası:))

ALTI ÇİZİLENLER:
''Japonya anı ve gözlemleri iki temel varsayım üzerine kuruludur:
-Japonya dünya dışı bir gezegen,Japonlar uzaylıdırç
-Japonya keskin çelişkiler ülkesidir;Japonya ve Japonlar hakkındaki her yargının tersi de doğrudur.''(Sayfa:14-15)

''Dürüstlük konusunda da bu dünyanın ötesinde standartlara sahiptirler.Japonlar dürüst davranırken bunun bir erdem olduğunu bile düşünmezler;dürüstlük zaten normal olan davranış biçimidir.''(Sayfa:26)

''Japonlar kesinlikle dünya üzerindeki en gururlu ve milliyetçi toplumlardan biridir.Eserleri ile,yaptıkları ile gurur duymayı isterler,bu yüzden iyi yaparlar.Japon yapımı herhangi birşeyindünyada bir eşinin olmadığına inanırlar.''(Sayfa:72)

''Ülke sevgileri  slogancı değil,yapıcıdır; ''Ya sev,ya terket'' yerine, ''Seviyorsan gereğini yerine getir'' felsefesi hakimdir.Yani, ''Japon yapmış''tır.(Sayfa:73)

25 Mart 2012 Pazar

HAR-MURAT UYURKULAK

Kusura bakmayın canlarım HAR elimde fazla uzun sure kaldı ama beğenmemezlikten değil sadece kafam çok meşguldu ve bu haldeyken okuyup kitabıma haksızlık yapmak istemedim ve ilk bir kaç sayfadan sonra biraz ara verdim bugünde oturdum bitirdim..:)

Har,tarihini hatırlamayan  ülkede unutmayı beceremeyenlerin yamulma öykülerini anlatıyor.Öyle degüzel anlatıyor ki tadına doyamıyorsunuz.Ben Murat Bey'in ilk kitabı olan TOL'u okuyup çok çok beğenmiştim ve HAR'ı okumak içinde sabırsızlanmıştım çünkü herkesden ''Tol'u beğendiysen Har'ı da kesin beğenirsin'' gibi yorumlar duyuyordum bu da beni sabırsızlandırıyordu ve nitekim dedikleri gibi deoldu Har'ı çok beğendim gerçekten şimdi hangisi daha iyi derseniz size birşey söyleyemem ama gerçekten okuması çok keyifli,çok eğlenceli bir kitap olmuş..Geçmişlerinden dolayı yamuk olan bir avuç insan ve onları doğru yolu göstermeye çalışan melekler,kendi çıkarlarını düşünen cinler  bir araya gelip hakikat kitabını yazmaya çalışılar ve bakalım neler olur...

''Gökte melekler,cinler,''ben''ler,şeytanın ta kendisi,yerde Numune,Onüç,Otuzbeş,ve bütün Yamuklar,tekmili birden aynı alametin üzerinde.Ne diyelim Büyük A hepimizi korusun!''

Okuyun,çok seveceksiniz!!

21 Mart 2012 Çarşamba

ÖLÜ OZANLAR DERNEĞİ-N.H. KLEINBAUM

Ölü Ozanlar Derneği'ni uzun zamandır okumak istiyordum kısmet bu zamanaymış filmini izledin mi diye sorarsanız eğer hayır izlemedim çünkü ilk önce kitabını okumak istedim filminin vcd sını de şirketten bir arkadaşım sağolsun getirecek bana böylece onuda izlemiş olacağım..

Kitabımız yatılı bir erkek lisesinde öğrenci olan Cameron,Neil,Charlie,Knox,Todd ve Mess'in bu sıkıcı okulun içinde neler yaşadıklarını,maruz kaldıkları aile baskılarını,aşklarını,kavgalarını,nasıl göz ardı edildiklerini anlatmakta.Okulun eski öğrencilerinden ve şimdi ise yeni İngilizce öğretmeni olan Bay John Keating'in gelmesi ile birlikte renksiz olan öğrencilerin okul hayatı yeni öğretmenleri sayesinde renklenmeye başlamaktadır.

Bay Keating dersde okuğu şiirlerin arasında bu okuldaki öğrencilik yıllarında diğer arkadaşları ile birlikte kurduğu ''ÖLÜ OZANLAR DERNEĞİ'nden'' bahseder öğrencilerine ve bu da onlara yeni bir fikir veriri ve Ölü Ozanlar Derneği'ni yeniden hayata döndürürler...

Kitap aslında hiç de mutlu sonla bitmiyor Neil çok sevdiği tiyatro ile ilgilenmeye ve bir oyunda yer almaya başlıyor bu durum babasının kulağına gidince okuldan alınıyor ve asgeri okula gönderileceğini öğrenince daha fazla aile baskısına katlanamayıp intihar ediyor.Arkadaşları bu duruma çok üzülüyor Ölü Ozanlar Derneği'ni okul müdürüne gizliden haber verene Cameron'un yaptığını öğrenen arkadaşları kavga ediyor ve Charlie Cameron'u dövdüğü için okuldan atılıyor..Ve Bay Keating öğrencilerin en sevdiği öğretmeni Bay Keating bu olayların hepsinden sorumlu tutulduğu için okuldan atılıyor...

Off çenem düştü neredeyse kitabın hepsini yazdım zaten incecik en iyisi okuyun ve Robın WILLIAMS'ın muhteşem oyunculuğunu ortaya çıkardığı filmini de izleyin diyeyim ve altı çizili cümlelere geçeyim..:)

ALTI ÇİZİLENLER:

''Hepimiz sınırlı sayıda ilkbahar,yaz ve sonbahar yaşayacağız!İnanması güç,ama bir gün hepimiz soluk alıp vermez olacağız,soğuyacağız ve öleceğiz..''(Sayfa:32)

''Kim ne derse desin,sözcükler ve fikirler dünyayı değiştirebilecek güce sahiptir..''(Sayfa:47)

''Bana aptalca düşünceler yüzünden zarar görmemiş bir kalp göster, ben de sana mutlu bir insan göstereyim!''(Sayfa:50)

''Gelin,dostlar,
Yeni bir dünya aramak için vakit çok geç değil...
Günbatımının ötesine uzanmak için.
Yerigöğü sarstığımız
Eski günlerdeki kadar güçlü olmasak da
Hala mangal gibi yüreğimiz var.
Zaman ve kader güçsüz kılsa da bizi,
Sapsağlam irademiz var,
Çabalamak,aramak,bulmak
Ve pes etmemek için.'' (Sayfa:63)

''Yarını düşlüyoruz ve yarın gelmiyor;
Gerçekten istemediğimiz zaferler düşlüyoruz.
Yeni gün çoktan geldiği halde,
Yeni bir gün düşlüyoruz.
Yapılması gereken savaşlardan kaçıyoruz.

Çağrıyı duyuyoruz;ama hiç önemsemiyoruz,
Gelecek henüz bir planken,o gelecek için ümitleniyoruz.
Her gün kaçtığımız bilgeliği düşlüyoruz,
Kurtuluş elimizdeyken,kurtarıcı için dua ediyoruz.

Ve hala uyuyoruz.
Ve hala uyuyoruz.
Ve hala dua ediyoruz.
Ve hala korkuyoruz.''(Sayfa:144-145 ve arka kapak)

19 Mart 2012 Pazartesi

KORKMA BEN VARIM-MURAT MENTEŞ

Murat MENTEŞ ile tanışmama da tıpkı Fatih ALTINÖZ de olduğu gibi çok kıymetlibir arkadaşımın vesile olduğunu biliyorsunuz artık canlarım ama olsun ben yine de söyleyeyim ve kendisine çok çok teşekkür ederim tekrar..:)Murat Menteş'in DUBLÖRÜN DİLEMMASI'ndan sonra okuduğum ikinci kitabı KORKMA BEN VARIM...

Kitabımız birbirine bağlanan beş hayatı konu ediniyor bu dünyadan ahirete göç etmek üzere olan bir mafya liderinin yerini Şahitlik mertebesine yeni ulaşmış olan Hayati Tehlike'ye bırakacağını öğrenen Abidin Dandini bunu hazmedemez ve Hayati Tehlike hakkında sabredip detaylı biraraştırma yaptırdıktan sonra onun hakkında ki en küçük detayları bile öğrenir ve kusursuz bir plan yapar.Bu planın harekete geçirmesi ile birlikte bu  beş hayat birbirine hem tesadüflerin sayesinde hemde Abidin Dandini'nin yaptığı plan sayesinde birbirine  bağlanmış  olur ve geri dönülemez olaylar silsilesi başlar...

Korkma Ben Varım bir kere adı ile sizi kendisine çekiyor ki bence insanların kendilerini güven altında hissetmedikleri zaman karşısındakinden duymayı isteyeceği en güzel cümledir heralde...Kitabın her başlığının altında bulunan yazarlardan yapılan alıntılar bir kere başlı başına okunmaya ve altlarının çizilmesine değer nitelikteler.Ayrıca karakterlerin isimleri deçok eğlenceli bence ki kitapta çok fazla karakter olduğundan bu isimler aklınızda daha kolay kalabiliyor zira ben bazen kitaplarda ki  karakter isimlerini aklımda tutamayıp unuturum ama Murat Menteş'in iki kitabında da böyle bir sorun ile karşılaşmadım çok mutlu oldum:) Ayrıca okuması da çok rahat yazarımızın kalemiçok rahat hiç sıkılımıyorsunuz.Bu kadar övdükten sonra okuyun diyeceğimi sanırım tahmin ettiniz canlarım :) Okuyun pişman olmazsınız:)

 ALTI ÇİZİLENLER:

''Katmerli zakkumalrın üzerine tükürdükten sonra....(EDUARDO MENDOZA)

....katillere özgü kendini beğenmişlikle çekti silahını...(DANİEL PENNAC)

.....ve şarjörü boşaltıncaya kadar ateş etti.(AMELİE NOTHOMB)''

''Cesaret hem bir soru,hem de bir muammadır.Yalın haliyle bir mana taşımaz.Cesurca bir davranış,ancak metanet,itimam,basiret gibi dayanaklar sayesinde gerçekleşebilir.(Sayfa:57)''

''Herkes kendi kaybettiğini kendi arasın.Bu arayışta diğerleri sadece arayanın neyi kaybettiğini hatırlatabilirler.Bunu nimet bilmeli.Senin noksanını tasvir edenşer,senden birşey gasp etmiş olmaz...Bazı kayıplarımız,bizden başka şeyler de alır götürür.Terk edilince umudunun bir kısmı da yiter mesela.Mağlubiyet,özgüven ve azimden pay kapar.Başarı ve ödül,tevazuyu tırtıklar...''(Sayfa:75)

'' Bir bebek doğdu mu,bir baba da doğar.Babalık,bitmeyen bir acemilik.Bir hayat kurtarmak için bir ömür harcarsınız.Öte yandan,baba olmak,tekrarlana tekrarlana görenek haline gelen hataları üstlenmek gibi bir şey..''(Sayfa:163)

''Bu gidişle yokluğunun gürültüsünden sağır olacağım''(Sayfa:297)

''Seni unutma fikri bile,sana kavuşma umuduna bağlanıyor içimde.''(Sayfa:298)

''Senden kaçıs varsa bile kurtuluş yok..''(Sayfa:298)

14 Mart 2012 Çarşamba

KUTSAL AİLE-FATİH ALTINÖZ

Fatih ALTINÖZ'ü daha önce ne yalan söyleyeyim duymamıştım hiç çok kıymetli bir arkadaşım aracılığı ile tanıştım kendisi ile çok da memnunum bana ''bak kesin oku çok eğleneceksin,çok güleceksin'' demişti gerçekten de öyle oldu kendisine teşekkür ederim çok iyi geldi bu ara bana bu kitap..

Kahramanımızın adı İsmail kendisi hem eşinin ailesinden,hem kendi ailesinden,işinden şikayetçi hayatında olan biten hiç birşeyden memnun değil illa ki bir sorun bir pürüz oluyor yaşantısında.Herşeyden çok sıkılmış bunalmış vaziyette İsmail.Kendi iç dünyası ile de çatışmalar yaşıyor ve sürekli ters düşüyorlar birbirleri ile.İsmail yaşadığı sefil hayatında kendisini hiç kimsenin sevip saymadığını düşünüyor konu ne olursa olsun kendisini sürekli hor görüp duruyor bir türlü kendisini mutlu edecek birşey bulamıyor hayatı böyle bir kısır döngünün içinde geçip gidiyor.

Kutsal Aile aslında her birimizin öyküsü bana kalırsa.Neden mi? Çünkü günümüzde hala birbirne bağlıymış gibi görünen yada birbirnin kuyusunu kazan yada hayatından hiçbir beklentisi kalmadan günlerini tükeden aileler mevcut o yüzden kitabın anlatım dili deçok sade ve eğlenceli olduğundan çok rahat okunabiliyor ve okudukça gerçek hayatta da böyle şeylerin olduğunu bildiğiniz için okuması daha da rahat oluyor.

Kutsal Aile'yi okuyun derim ben bu sıralar sıkıldıysanız eğer herşeyden en azından gülümsemenize çok yardımcı olur ama benden size bir tavsiye sakın topluma açık yerlerde okumayın zira farkında olmadan güldüğünüzde insanlar size tuhaf bakışlar atabiliyor hayır benim başıma geldi bari sizin başınıza gelmesin canlarım:)

12 Mart 2012 Pazartesi

YABAN KOYUNUNUN İZİNDE-HARUKİ MURAKAMİ

Yaban Koyununun İzinde şimdiye kadar okumuş olduğum Murakami kitaplarının üçüncüsü ve sanırım en sevdiğim oldu sanırım değil gerçekten de en sevdiğim oldu...

Kitap rüyalarınızla,sanrılarınızla oynuyor resmen gerçek sandığınız bir şeyin aslında hayal ürünü olduğunu anlamanız kitabın bitmesine son 30 sayfa kala falan anlıyorsunuz yani en azından bana öyle oldu siz okursanız eğer -ki okumanızı çok isterim- ne düşünürsünüz bilemem.

Kahramanımızın çok eski bir arkadaşının kendisine gönderdiği manzara resmini dergisinde yayınlamasının ardından tuhaf olaylar silsilesi yaşamaya başlar öyle ki bu manzara da ki bir koyun sürü vardır ve aralarından bir tanesi üzerinde yıldız şeklinde bir işaret olan bir koyun önem arz etmektedir kimi insanlar için ve bu resmin dergide yayınlanması rahatsız verici bir durumdur.Ve kendisinden bu koyunu bulması istenir ve garip olaylar bundan sonra başlar işte sizde o andan itibaren gerçek sandığınız aslında hayal ürünü olan bir takım olaylar içine giriverirsiniz birden bire...Daha fazla anlatmak niyetinde değilim size sadece şunu söyleyebilirm MURAKAMİ bekletebileceğiniz bir yazar değil bence...

ALTI ÇİZİLENLER:

''Zaman gerçeken de tek ve arkası gelmeyen büyük bir kumaş parçası değil mi? '' (Sayfa:100)

''Birini beklemek üzerine yoğunlaşırsınz ve bir süre sonra artık ne olmuş,ne olmamış hiç önemi kalmaz.Beş yıl da olabilir,on yıl da ya da sadece bir ay da. Hepsi birdir artık.''(Sayfa:121)

''Var olmak iletişimdir ve iletişim de var olmaktır.''(Sayfa:147)

''Zaman bir yere gitmez sadece birikir.''(Sayfa:187)

''Benim hakkında bildiğini sandığın şeylerin çoğu anılardan öteye gidemez.''(Sayfa:200)

9 Mart 2012 Cuma

DUBLÖRÜN DİLEMMASI-MURAT MENTEŞ

Murat MENTEŞ ile bir arkadaşım aracılığı ile tanıştım ve çok çok memnunum bunun için kendisine buradan çok teşekkür ederim iyi ki de beni tanıştırmış

Kahramanımız Nuh Tufan kendisi tiyatro sanatçası fakat işinden memnun değil sevmiyor çünkü seyirciler karşısında oyunlar sergilemeyi bu yüzden de işini yapamıyor fakat malumunuz parasız da birşey olmayacağı için konservatuardan arkadaşları ile birlikte ilk önce  Şant Ajans adında insanların hayatlarını alt üst eden bir ajans şirketi kuruyorlar nitekim bu iş de başarılı da oluyorlar kurdukları bu Şant Ajans sayesinde bir firma iflas bayrağını çekiyor..Nuh Tufan'ın çok yakın arkadaşı olan İbrahim Kurban ise kimya alanında kendini geliştirmeke her geçengün buluşlarına yenilerini eklemektedir.Nitekim yine bir gün İbrahim bir maske yapar ki bu maske ile karşınızda kim varsa onun yerine geçebilirsiniz.Nuh Tufan ise yapacağı işi bulmuştur başkalarının hayatlarına girip dublörlük yapmak...Nuh Tufan'ın dublörlüğü ikilemlerle doludur farkına varamadığı tesedaüfler içermektedir.Ve birbirine bağlı üçhayatı kapsamaktadır.

Kitabı okurken hem çok eğlendim hem de hayatta hiç beklemediğiniz anlarda tesadüflerin gerçekleşebileceğini bir kez daha anladım.Eğer siz de bu aralar herşeyden sıkıldıysanız,içiniz daraldıysa neşeli birşeylere ihtiyacınız varsa Dublörün Dilemması'nı okuyun derim ben canlarım:))

5 Mart 2012 Pazartesi

İMKANSIZIN ŞARKISI-HARUKİ MURAKAMİ

İmkansızın Şarkısı benim ikinci Murakami kitabım ve bunu da ilk okuduğum kitap kadar beğendiğimi belirtmek isterim canlarım..İmkansızın Şarkısı ilk okuduğum kitabına göre biraz daha yoğun bir erotizim içerse ve beni bazı kısımları rahatsız etse de yinede beğendim..

İmkansızın Şarkısı'nda kahramanımız Vatanebe'nin yakın arkadaşını trafik kazasında kaybedişine ve bunun akabinde arkadaşının sevgilisi ile yaşadıklarına,daha sonra üniversiteye başlaması ile birlikte hayatında ki değişikliklere tanık oluyoruz.Ama Vatanebe'nin hayatının merkezinde hep ölüm var sevdikleri hep birer birer kaybolmuşlar hayatından nitekim oda kitabın sonlarına doğru bunun çatışması içerisine giriyor ve ilk aşkına dönerek bu çatışmayı atlatıyor..

Fazla değinmek istemiyorum size bu kitaptan sadece yine altını çizdiğim bir kaç cümle sunmak istiyorum ki meraklanıp okumanız için..


ALTI ÇİZİLENLER:

''Sanki bedenim ikiye ayrılmış da birbiriyle kovalamaca oynuyor.İkisinin arasında kocaman bir sütun yükselmiş ve onlarda birbirlerini yakalamak için sürekli dönüyorlar o sütunun çevresinde.Her zaman birbaşka parçam var,söylenmesi gereken sözleri bilen,ama onu bir türlü ele geçiremiyorum...''(Sayfa:30)

''Ölüm yaşamın karşıtı olarak değil,parçası olarak vardır.''(Sayfa:35)

'' Bir kez sözcüklere döküldüğünde pek sıradan görünüyor,ama o zamanlar,sözcükler biçiminde değildi,bir boşluktu,yüreğimin ta derinliklerinde hissettiğim.Ölüm,kağıt bastırgacının içinde de vardı,tıpkı bilardo masasının üstünde sıralanmış dört tane kırmızı beyaz topun içinde olduğu gibi.O zamana kadar ölümü hep bağımsız,yaşamdan tümüyle ayrı bir varlık olarak kabul etmiştim.Başka bir deyişle: ''Bir  gün gelir ölüm biz ister istemez kollarına alır.Ama buna karşılık,o günden önce bize hiç dokunmaz.''Bu mantığımı her türlü sınamadan geçebilecek kadar doğru buluyordum.Yaşam bu yandaydı,ölüm öte yanda..'' (Sayfa:35)

''Kitaplarımı tekrar tekrar okuyor ve ara sıra gözlerimi kapatarak,kokularını derin derin içime çekiyordum.Zaten bir kitabın sadece kokusunu duymak ve sayfalarını karıştırmak bile beni mutlu ediyordu..''(Sayfa:42)