12 Ekim 2012 Cuma

HAYALLER,İSTEKLER

Bilenler bilir hep bir kitap,kahve,kurabiye üçlemesini içeren bir cafe açmak isterim herkes de aynı şeyi söyler bana ''Seda sen kesinlikle bir kitapçı açmalısın,senin keyif alacağın iş bu ne kadar mutlu olabileceğini düşünebiliyor musun?''derler.Ben de tek hayalim,tek isteğim bu zaten diyorum...

Evet kesinlikle benim tek hayalim,tek isteğim bir kitapçı açmak ama öyle alelade bir kitapçı değil.İnsanların gelip oturabilecekleri huzurla,zevkle kahvelerini,çaylarını içip kitaplarını okuyabilecekleri,kendilerini evinde hissedebilecekleri bir yer olmalı benim kitap dükkanım.İlla kitap almaları da şart değil gelsinler otursunlar birşeyler içsinler raflardan aldıkları kitaplara zarar vermeden okusunlar yerine koysunlar yeter bana hem onlar bu şekilde huzurlu olurlar hem de okuma istekleri gittikçe gelişir,artar belki benim de bir katkım olur...

Bu hayalim gerçekleşse bile şuan ki iş hayatım bittikten sonra olur diye düşünüyorum çünkü kitaplarımı,cafemi bir başkasına emanet etmek kesinlikle istemiyorum.Sabah ilk benimle güne başlasınlar,ilk beni hissetsinler,ben de ilk onların kokularını içime çekerek güne başlıyım istiyorum o yüzden sanırım herkesin emekli olunca dünyayı dolaşma hayali vardır benimde kitapçı açma hayalim var umarım herkesin hayalleri ile birlikte benimkisi de gerçekleşir...

6 Ekim 2012 Cumartesi

KİTAPLAR VE ÇİÇEKLER...(TUTUNAMAYANLAR-OĞUZ ATAY)

Yaylı kapıyı iterek geçti.Burnuna hafif küflü ve keskin bir kitap kokusu geldi.Kitapçı dükkanlarının özel bir kokusu vardır Olric: nevi şahsına münhasır derler eskiler,işte ondan.Kasada duran genç adam başını kaldırdı ve gülümsedi.Taşra usulü bıyık bırakmış kibar bir adamçKitapçı olabilir: bu sıfata uygun bir adam.Kitapçıların ve çiçekçilerin bazı özellikleri olmalıdır Olric.Gelişigüzel insanlar bu mesleklerin içine girmemeli.Kitaplar ve çiçekler özel bir itina isteyen varlıklardır.Ne yazık,bu meslekler de artık olur olmaz kimselerin elinde,sattıklarıyla ilgileri olmayan kişilerin .Durmadan kitaplara ve çiçeklere eziyet ederler,onlara nasıl davranılacağını bilmezler.Bana kalırsa,bir ''kitapları koruma derneği''kurulmalı ve kitaplara kötü muamele edilmesi önlenmeli.Herkes bu işi yapamaz.Bazı zalim insanlar,binbir itinayla hazırlanan o çiçek gibi kitapları alırlar,hiçbir koruyucu tabakayla sarmadan,evet olduğu gibi üst üste koyarlar;sonra kalın ve çirkin bir iple bağlarlar.Zavallı kitapların,özellikle en üstte ve en altta kalanları ,bu işlem sırasında kurban edilirler: kapaklarının üstünde haç biçimi yaralar meydana gelir.Kaba taşıyıcılar da onları oradan oraya fırlatılırlar.Lekeler ve buruşukluklar kitapları incitir.Kapaklar,dizgiler,baskılar için gösterilen bunca itinaya yazık olmaz mı? Satıcılar da gelişigüzel dizerler onları: isimlerini bile öğrenmeden.Onlar için en iyi kitap,en çok satılan kitaptır.Müşterinin ne biçim bir insan olduğuna bakmadan,yalnız en çok satılan kitpaları överler onlara.Bu adamları bir imtihandan geçirerek yeterlik belgesi verilmeli Olric: Herkes kitap satamamalı.Cahil kitapçıların,iyi okuyucuları rahatsız etmelerine izin verilmemeli artık.İyi okuyucu az bulunan,ürkek bir kuş gibidir.Kapıdan girer girmez kaçırmamalı onları.Bu çeşit okuyucular,daha kapıdan içeri girer girmez sonsuz bir hürriyet havası duymalıdırlar.Kitapları serbestçe koklayarak başıboş dolaşabilmelidirler.Oysa,bu cahil kitapçılar hemen yanına yaklaşır,tüyler ürpertici kitap adları sayarlar.Kendi akıllarınca müşteriye yararlı olmak isterler.Ne gibi bir kitap istediğinizi sorarlar size: polisiye bir şey mi olsun,yoksa bir aşk romanı mı?Bazı kitapları insanın burnuna sokarak,bunların çok tutulduğunu,herkesin satın aldığını söyleyerek baskı yaparlar.Oysa bu okuyucular,kaçmak için küçük bahaneye bakarlar: uçup giderler hemen.Bu az bulunur kuşların çekingenliğini hep yanlış yorumlarlar aptal kitapçılar.İşte,derler,ne istediğini bilmeyen bir müşteri daha.''Aşkın Günahları''nı sattım gitti.Olmazsa,Gece Kokan Cinayet'i yuttururum.Bu ''iyi'' kitapların uzatmakla,zavallılaranasıl hakaret ettiklerini bilmezler.İnsan bazı kitapçıları kapıda görünce,onların bekleyişinden korkar da içeri adımını atamaz....


Tutunamayanlar'ın kitaplarla ilgili bu bölümünü çok çok severim defalarca açar açar okurum sizlerle de paylaşmak istedim.Umarım beğenirsiniz..

3 Ekim 2012 Çarşamba

HİÇBİR ŞEY İYİ DEĞİL,HİÇBİR ŞEY!!

İnsanın hiçbir şeyi mi iyi gitmez?Gitmiyor işte yok olmuyor,hiçbir şey iyi gitmiyor..Neye elimi atsam olmuyor,yapmak istediğim şeyleri yapamıyorum hep bir olumsuzluk çıkıyor onlarda olmuyor engeller çıkıyor sürekli bir olumsuzluk sürekli bir terslik.Olmuyor,gitmiyor,gidemiyor...

O kadar sıkkınım,o kadar mutsuzum ki son zamanlarda tahmin edemezsiniz ve bu halim sinirlerimin gergin olmasına aynı zamanda da göstermiş olduğum tepkilere de yansıyor tabii ister istemez ama inanın hiç umurumda bile olmuyor verdiğim bu tepkiler.Çünkü çevremde ki insanları da hiç çekemiyorum bu ara özellikle iş yerindekileri (bir arkadaşım hariç çünkü onunla aynı durumdayız ikimizde bu sıralar)Mümkün olduğunca insanlarla muhattap olmamaya çalışıyorum istemiyorum çünkü konuşmak bile gelmiyor içimden onlarla..

Bilmiyorum ilgi istiyorum sanırım ama iş yerindekilerden değil elbette çünkü bilirisiniz kendilerini her konuda bilgi sahibi sanıp da ahkam kesmeyi çok iyi becerirler ben de buna hiç gelemem iyicene huysuzlanırım.

Neyse lafı fazla uzatmaya da gerek yok sanırım sadece bu ara hiçbir şey yeterli değil,hiçbir şey iyi değil,hiçbir şey beni mutlu etmiyor,edemiyor..

Dinlediğiniz için teşekkür ederim..