ORİJİNAL ADI: WHEN NİETZSCHE WEPT
YAZARI: IRVIN D.YALDOM
İNGİLİZCEDEN ÇEVİREN:AYSUN BABACAN
YAYINEVİ: AYRINTI YAYINLARI
BASIM:46.BASIM 2012
Nietzsche Ağladığında çok çok sevdiğim iş yerinden hem arkadaşım,hem büyüğüm olan çalışma arkadaşımın bana doğum günü hediyesi hep okumaya çekindiğim bir kitaptı aslında Nietzsche Ağladığında ama korktuğum gibi olmadı tıkır tıkır ilerledi ve uzun zamandır ilk kez bie kitabı okurken bitmesini istemedim keşke daha önce okusaymışım korkmama gerek yokmuş.Bana bu kitabı hediye ettiği içinde ayrıca teşekkür ederim canım kuşuma:))
Şimdi kitabımızın konusuna gelecek olursak eğer doktor Josef Breuer'ın ve Frederic Nietzsche'yi içine düştüğü amansız ümitsizlik vakasından kurtarabilmek için tedavi etmeye ikna edilmesi ile başlıyor.Zorda olsa doktorumuz ikna etmeyi başarıyor Nietzsche'yi tedavi etmeye başlıyor.İlk önce teşhisini koyuyor doktor Breuer Nietzsche ağır bir migren hastaı meğersem ve içinde bulunduğu bütün septomlar bunu işaret ediyor.Bir kez girdiği migren krizinden tedavisi altına girmeyi reddettiği Breuer kurtarıyor ve Nietzsche doktorunun kulağına o kriz esnasında iki kelime fısıldıyor ''Yardım et!'' bu iki kelimeyi duyan doktor Breuer artık hastasını bırakmamaya kesin karar veriyor...
Bu olaydan sonra Nietzsche'yi kendisini içinde bulunduğu amansız ümitsizlikten kurtarması kendisine yardım etmesi için ikna ediyor doktor Breuer evet tam tersi bir çare buluyor zira doktor da tıpkı Nietzsche gibi aynı dertten muzdarip bu şekilde kendisini tedavi ettirerel Nietzsche'nın de içinde bulunduğu durumu kendisine itiraf etmesini amaçlıyor sevgili doktorumuz.Bakalım başarılı olabilecek mi??

ALTI ÇİZİLENLER:
''Benim de önümde şafaklar var,ama hiçbiri renkli değil..''(Sayfa:34)
''Saatlerin,günlerin,yılların koşturmasını durdurmanın bir yolu da yoktu.'' (sayfa:64)
''Ben hatayı fazla güvenmekle yaptm.Telrar güvenmeye hazır değilim;buna gücüm de yok.''(Sayfa:82)
''Bir insanın kendine karşı en büyük ödevi hakikati keşfetmektir.''(Sayfa:87)
''Ümit kötülüklerin en kötüsüdür,çünkü işkenceyi uzatır.''(sayfa:90)
''Korkuların karanlıktan doğmadığını anladım;korkular da yıldızlar gibi hep oradadırlar,ama gün ışığı onları gizler.'' (Sayfa:214)
''Aşık,seven kişi değildir;aslında o,sevdiği kişinin mutlak sahibi olmayı amaçlar.Bütün isteği,tüm dünyayı o değerli malından soyutlamaktır.Alıntıları başında nöbet tutan ejderha kadar alçak ruhludur.Dünyayı falan sevmez,tersine tüm diğer canlılara karşı bir umutsuzluk içindedir.'' (Sayfa:218)
''Tabii acı çekeceksin,görmenin bedelidir bu.Tabii için korkuyla dolacak,yaşamak demek tehlike içinde olmak demektir.Büyümek zordur!!''(Sayfa:244)